Doğup büyüdüğü İzmir’in güneşini, sükûnetini ve huzurunu seviyor.
Lisans eğitimini tamamladığı İstanbul’un boğazını, kültür yaşamını, kalabalığını unutamıyor.
Yaşam saç ayaklarından…
Musikiyi, insanı, kendini dinlemek;
Şiir, insan, öykü okumak;
Kedisiyle, ailesiyle, bisikletiyle vakit geçirmek.
Son okuduklarından…
Jacques Lacan’dan Baba-nın-Adları,
Behçet Necatigil’den Sevgilerde,
Erich Fromm’dan Özgürlükten Kaçış,
Sabahattin Ali’den Kürk Mantolu Madonna,
Nazan Bekiroğlu’ndan La & Sonsuzluk Hecesi
Son dinlediklerinden…
Barış Manço’dan Gesi Bağları,
Richard Clayderman’dan A Comme Amour,
Sezen Aksu’dan Kutlama,
İncesaz’dan Denizde Akşam,
Lara Fabian’dan Je suis malade
Son seyrettiklerinden…
Neşeli Günler, The Intern, Can Dostum, Müttefik,
Otomatik Portakal, A Beautiful Mind.
Ve dostlarından bazıları…
“Ve buradan çıkaracağımız ders –Ah, dünyayı
döndüren tek şey sevgidir, sevgi!” diye haykıran Alice,
“Çocuk yüreği unutur ama affetmez.” Diye
fısıldayan Zeze,
“ … bir martının yaşamını o denli kısaltan
nedenlerin, sıkıntı, korku ve öfke olduğunu”
ifade eden Martı Jonathan,
“İnsan yalnız yüreğiyle doğruyu görebilir, asıl
görülmesi gerekeni gözler göremez.” sözlerinin
sahibi Küçük Prens,
“Önemli olan duyarsız bir yaşam değil, yaşamanın
ya da ölümün başkaları için bir anlam taşımasıdır”
tespitinde bulunan Küçük Kara Balık,
“Unutma Red! Umut iyi bir şeydir, belki de en
iyisi. Ve iyi şeyler asla ölmez..!” hatırlatmasını yapan
Andy Dufresne…